18 Ocak 2012 Çarşamba

BU SEN MİSİN?

Bu sen misin,
Dünyada asılı
Bir yamaç gibi,
Oyulmuş kireçten
Yumuşak ellerinle,
Bana ve hayata dokunan?
Bu gözler senin mi,
Susarak çağıran,
Metal aynalara
Düşürerek gölgelerini?
Yazılmış acıtarak
Ve kanayarak,
Irmaklar boyunca suretine aşkın,
Bu asırlara keder
İsim senin mi?
Neşeli ve kırık,
Tesadüfî ve cömert,
Hangi aynasıdır hayatın,
Sabahları yüzünü yumduğun,
Çatlaklarında uyuduğun?
Sen misin,
Korku duymadan,
Kendi denizlerinde
Uluyarak dolaşan,
Yeşil ve gri,
Biraz da ahmakça?
Senin kokun mu bu,
Çürük bir ölüden
Sızan,
Gereksiz bir kıyasla?
Sen misin,
Mavi damarları belirgin,
Üstü sarı benlerle lekeli,
İçinde kaybolduğum
Bu oksijensiz deri?
Sen misin,
Bütün savaşlardan
Yenilgiyle çıkan,
Cızırdayan kapılardan
Şarkılar toplayan?

Bu sen misin?
Erol Mintaş
İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder